İLONUN SÖZLEŞME OLUŞTURMA SÜRECİ HAKKINDA BİLGİ VERİNİNİZ ?
1. aşama : Sorun konferansın gündemine alnıır. Yönetim kurulu tarafından incelenir %3 deleginin oyunu alan sorun bir sonraki konferans aşamasına geçer. Kabul edilirse çift tartışmaya gidilir ve rapor hazırlanır.
2. aşama : Hükümetlere 18 ay öncesinden sözleşmeyle ilgili rapor gönderilir.
4 ay kala hükümetlerden gelen rapor ile daha kapsamlı bir rapor hazırlanır.
3. aşama : hazırlanan sözleşme ve tavsiye taslakları hazırlayarak hükümetlere gönderir.
4. aşama : Taslaklar düzenlenerek her madde ayrı ayrı oylanır. 2/3 ün onayını alan taslak kabul edilir. kabul edilen sözleşmeleri hükümetler 1 yıl içinde kendi makamlarında onaylamalıdırlar
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İLONUN TEMEL İLKELERİNİ İÇEREN SÖZLEŞMELER HANGİ KONULARLA İLGİLİDİR AÇIKLAYINIZ ?
Sendika hakkı ve özgürlüğü sözleşmesi
Cinsiyet ayrımı sözleşmesi
Asgari yaş sözleşmesi
Eşit ücret sözleşmesi
Zorla çalışmanın kaldırılması sözleşmesi
Çocuk işçilerinin en kötü biçimde çalıştırırlması sözleşmesi
Çocuk işçiliğinin kaldırılması sözleşmesi
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ŞİKAYETE DAYALI SSİTEMDE ŞİKAYET EDEN TARAFLAR KİMLERDİR ?
Sendikalar ve devletlerdir.
Sendikalar Hükümeti onaylayıpta uygulamadığı sözleşmeler için şikayet edebilirler. 3 lü temsilciden oluşan komisyon kurulur ve kapalı otorumda şikayet değerlendirilir, rapor hazırlanır.
Devletler ise diğer Devletlerin onayladığı fakat uygulamadığı veya ihlal ettiği sözleşmeler için şikayet edebilir. Şikayet edilen devletten açıklama beklenir. Komisyonda değerlendirilir.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
TR İLO ile ilişkisinde hangi konularda sorun yaşamıştır. ?
AMİUS , AMİUS, AMİUS
Asgari ücret konusunda
Meslek hastalıkları konusunda
İş teftişi konusunda
İş bulma kurumu konusunda
ücret korunması konusunda
sendikalaşma konusunda (87 nolu)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İLO TR İLİŞKİSİ HANGİ TARİHTEN SONRA NORMAL STATÜDE OLMAYA BAŞLADI ?
46 da cemiyetler yasasında değişiklikler yapıldı. Sınıf esasına dayalı dernek kurma yasaklanması kaldırıldı.
Yine 46 da sendikalar Tr'de serbest bırakıldı ve işçi ve işveren sendikaları İloya temsilci gönderdi.
46-60 ve 60-80 dönemleri arası 15 İlo sözleşmesini Tr imzaladı.
52'de Yakın ve Ortadoğu Çalışma enstitüsü kuruldu.
76'da İLO Ankara ofisi açıldı.
İlodan gelen memurlar çeşitli konularda kamu idaresine yardımlarda bulundu.
Tr bu dönemlerde İlo sözleşmelerini imzalamaya başladı.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
AVRUPA SOSYAL ŞARTIYLA , GÖZDEN GEÇİRİMİLMİŞ AVRUPA SOSYAL ŞARTINI KARŞILAŞTIRINIZ ? ( ÇEKİNCELERİ)
Avrupa sosyal şartı çekinceleri ; GÖZDEN GEÇİRİLMİŞ TE ÇEKİNCELERİN SAYISI AZALTILDI FAKAT SENDİKALARLA İLGİLİ DEVAM Adil ücret hakkı
Adil çalışma hakkı
Toplu pazarlık hakkı
Örgütlenme hakkı
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
AVRUPA SOSYAL ŞARTI DENETİM MEKANİZAMASI HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ ?
2 denetim sistemi vardır
1 rapora dayalı
2 şikayete dayalı
Rapora dayalı : Ülkeler belirli sürelerle Avrupa Konseyine rapor gönderir. Konsey tarafından raporlar incelenir.
Şikayete dayalı : toplu şikayet sistemidir, bireysel şikayet edilmez.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
BM ' NİN SOSYAL POLİTİKAYA ETKİSİNİ DÜZENLEDİĞİ BELGELER ÜZERİNDEN ANLATINIZ ?
BM kuruluş amacına bağlı olarak insan hakları ile ilgili bir takım belgeler hazırlıyor.
BM 'nin sahip olduğu programlar ve uzmanlık örgütü olan alt dalları ile normlar ve bildirgeler oluştururak sosyal politikaya katkıda bulunuyor.
İnsan hakları evrensel bildirgesi : Kişisel hakların ancak kişisel ve sosyal hakların gerçekleştirilmesiyle olacağını vurgular. İnsani hakların ulusal değil evrensel olması için çabalar.
Milenyum bildirgesi : Küreselleşmenin tüm insanlık için olumlu bir güce dönüştürülmesi üzerinde duruluyor.
Medeni Haklar UluslarArası Sözleşmesi : Zorla çalıştırılma, sendikal haklar, gibi sosyal pol. etkileyen maddeler içeriyor.
Dünya Sağlık Örgütü
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ses
19 Ocak 2017 Perşembe
16 Kasım 2016 Çarşamba
Uluslararası sosyal politika
Uluslararası sosyal politika
Uluslararası sosyal politika, devletler arasında veya uluslararası örgütler tarafından bölgesel veya evrensel düzeyde benimsenen ilkeler ve normları ele alan, bu ilke ve normları oluşturan örgütlerin faaliyetlerini inceleyen bilim dalıdır.
Uluslararası sosyal politikanın oluşumu etkileyen faktörler
Uluslararası rekabet koşullarında eşitliği sağlamak,
İnsani nedenler,
Evrensel barışın tesisi,
Ülkelerin bazı teknik konularda tek başına yetersiz kalması,
Küreselleşme,
Uluslararası Sosyal Politikanın Gelişme Süreci
Sanayi devrimi sonrası liberal politikalar uygulanmaya başladı. Devletin piyasaya müdahalesi başladı. Bu durum devletlerarası eşitsizliği doğurdu ve çalışma yaşamını bütün devletler için bağlayıcı olacak olan uluslararası kurallara yönelik görüşler savunulmaya başlandı. Bu açıdan Uluslararası sosyal politika başlangıç olarak emeğe değil sermayeyi korumak amacıyla ortaya çıktı. Öncelikle sanayi kesimi çalışanlarına ve bireysel çalışma ilişkilerinin aciliyet arz eden sorunlarına yönelik gelişti. İlk düşüncülerin ortaya atılmasından 1919 İLO kuruluncaya kadar geçen zaman çıkış süreci olarak kabul edilir. İLO kurulduktan sonra gelişme dönemi başlamıştır.
İlk Görüşler
İsviçre:
1818 yılında ilk olarak Robert Owen işçilerin sömürüye karşı korunması için girişimde bulundu.
Fransa:
Le Grand ise işçilerin çalışma koşullarının düzeltilmesi amacıyla uluslararası düzenleme yapma düşüncesini sistemli biçimde ve kararlılıkla dile getiren ilk kişidir.
Örgütlü Hareketler:
Örgütlü hareketlerin ilki 1856'da Uluslararası Yardımseverlik kongresinde çalışma mevzuatındaki farklılıkların uluslararası rekabeti etkileri için yapıldı. Uluslararası sosyal politika düzenlemelerine yönelik toplu bir eylemin başlangıcıdır.
Birinci Enternasyonal
Fransız ve İngiliz işçi hareketi temsilcileri tarafından gerçekleştirilen bir oluşum olan Uluslararası İşçi Derneği tarafından başlatılan toplantılar olan enternasyonal isimli kongrelerin ilki 1864 yılında Londra da yapıldı. Toplantıda daha çok ulusal sosyal politikanın geliştirilmesine değinilmiş ancak çalışmanın özgürleştirilmesi için tüm medeni uluslarla işbirliği gereğinden bahsedilmiştir.
1866 yılında yapılan kongrede ise 8 saatlik işgücünün tüm dünyada işçi sınıfının ortak olması karar alınıyor, uygulanamıyor.
1867 yılında Cenevreli bir üye çalışma süresinde 1 saatlik indirim yapılması için öneri sunuyor ama kabul edilmiyor.
III . Ulusal Parlamentolardaki Girişimler
İsviçre:
İsviçre kantonlardan oluştuğu için bölgeler arasında uygulama farklılıklarından dolayı bölgeler arası rekabet sorunu yaşamış bu nedenle de uluslararası çalışma mevzuatının gelişmesi düşüncesinin öncüsü olmuştur.
1855 yılında gece çalışmayı yasaklayan ve çalışma süresini 13 saatle sınırlandıran Glaris Kantonu, diğer kantonlara önerge sunuyor sonrasında Avrupa ülkelerine önergede bulunuyor.
1877 yılında Federal parlemento Fabrikalarda çalışmaya ilişkin yasa çıkarıyor ve işçi sorunlarının uluslararası anlaşmalarla yapılabileceği söyleniyor.
1881 yılında Federal konsey ilk defa resmi bir girişimde bulunarak Avrupa ülkelerine fabrikalar konusunda uluslararası bir mevzuat oluşturulması amacıyla diplomatik notalar gönderdi. Devletler reddetti.
1889 yılında Federal konsey ikinci girişimde bulunarak, küçüklerin korunması, kadınların çalıştırılmasının sınırlandırılması, hafta tatili, çalışma saati belirlenmesi amacıyla uluslararası görüşmeler yapılması önerisinde bulundu. Uluslararası bir büro kurulmasından bahsedildi.
1890 da yine çalışma hayatını düzenleyen politikalar sunuldu ve Almanya da düzenlenmek üzere Berlin de konferans gerçekleşti.,
Uluslararası Konferanslar
Berlin Kenferansı:
Daha önce İsviçrenin girişimlerine karşı çıkan Bismark, 2. Wilhelm'ın dış politikası gereği ve seçimlerde sosyalistlerin başarısın engellemek amacıyla istemese de 1890 yılında Berlinde işçilerin ihtiyaçlarını karşılayacak uluslararası anlaşma konlarını teknik olarak görüşmek üzere konferans yapılması için, FRANSA, İNGİLTERE, BELÇİKA ya çağrı yaptı.
Uzlaşılan maddeler
1 ) Madenlerde çocukların çalışma yası 14 oldu
2 ) Haftada bir gün sanayi işçilerine tatil verilmesi
3 ) Kadınların madenlerde çalıştırılmaması
4 ) Sağlığa zararlı işlerin yasaklanması
5 ) Genç işçilerin günlük çalışma süresinin 10 saate indirilmesi ve hafta sonu tatili
6 ) Kadın işçilerin günlük çalışma süresinin 11 saate indirilmesi, gece çalıştırılmaması, doğum sonrası izni
İşçilerin Korunması Uluslararası Kongresi
1897 yılında Zürihte sendikaların zorlaması ile kongre düzenlendi. 263 işçi örgütü temsilcisi katıldığı kongrede iş sürelerinin sınırlandırılması, pazar tatili, kadın ve çocukları koruyacak önlemlerin alınması kararlaştırıldı.
1. Çalışma mevzuatı uluslararası kongresi
Dernek kurulması fikirleri ortaya atıldı, üç yıl sonra kongre kurulması karar verildi.
2. Çalışma mevzuatı uluslararası kongresi
1900 yılında Pariste düzenlendi. Siyasetçiler ve bilimadamları katıldığı kongrede iş süresinin sınırlandırılması, gece çalışmanın yasaklanması, işçilerin korunması için uluslararası bir dernek kurulması görüşüldü.
1901 yılında Baselde UÇO çalışmalara başladı.
Aynı yıl İYKUD kuruldu.
Bern Konferansı
1902 yılında İYKUD Köln de yaptığı toplantıda diplomatik bir konferans düzenlemek için komisyon oluşturdu. Gündeminde kibrit üretiminde kullanılan ve zehirli madde içeren beyaz fosfor kullanımının ve kadınların geçe çalışmasının yasaklanması vardı.
Komisyon 1903 Bale de yaptığı toplantıda ulusal raporlara dayanarak bu konuların uluslararası sözleşmelerle düzenlenmesi amacıyla konferans yapılması kararlaştırıldı.
1904 te İsviçre hükümetine başvurarak konferansın resmen toplanmasını istedi. İsviçre federal konseyide aynı yıl Rusya ve osmanlı dışındaki tüm AB ülkelerine başvurdu.
İlk uluslararası sözleşmelerin kabul edilme yöntemi olan ikili görüşme yönteminin ilk aşaması olarak 1905 yılında Teknik Konfrenas Berlinde gerçekleşti. Katılımcı olarak hükümetin yanında işçi ve işveren kesimide vardı. Üçlü temsilin ilk olarak gerçekleşmesidir. Konferansta iki konuya ilişkin sözleşme tasarısı kabul edildi. İkili görüşme yönteminin ikinci aşaması 1906 yılında diplomatik Konferans yine Bern de gerçekleştirildi.
GECE ÇALIŞMASI TÜM KADINLARA YASAK.
BEYAZ FOSFOR İÇEREN KİBRİK YAPIMI YASAK.
Uluslararası sosyal politika, devletler arasında veya uluslararası örgütler tarafından bölgesel veya evrensel düzeyde benimsenen ilkeler ve normları ele alan, bu ilke ve normları oluşturan örgütlerin faaliyetlerini inceleyen bilim dalıdır.
Uluslararası sosyal politikanın oluşumu etkileyen faktörler
Uluslararası rekabet koşullarında eşitliği sağlamak,
İnsani nedenler,
Evrensel barışın tesisi,
Ülkelerin bazı teknik konularda tek başına yetersiz kalması,
Küreselleşme,
Uluslararası Sosyal Politikanın Gelişme Süreci
Sanayi devrimi sonrası liberal politikalar uygulanmaya başladı. Devletin piyasaya müdahalesi başladı. Bu durum devletlerarası eşitsizliği doğurdu ve çalışma yaşamını bütün devletler için bağlayıcı olacak olan uluslararası kurallara yönelik görüşler savunulmaya başlandı. Bu açıdan Uluslararası sosyal politika başlangıç olarak emeğe değil sermayeyi korumak amacıyla ortaya çıktı. Öncelikle sanayi kesimi çalışanlarına ve bireysel çalışma ilişkilerinin aciliyet arz eden sorunlarına yönelik gelişti. İlk düşüncülerin ortaya atılmasından 1919 İLO kuruluncaya kadar geçen zaman çıkış süreci olarak kabul edilir. İLO kurulduktan sonra gelişme dönemi başlamıştır.
İlk Görüşler
İsviçre:
1818 yılında ilk olarak Robert Owen işçilerin sömürüye karşı korunması için girişimde bulundu.
Fransa:
Le Grand ise işçilerin çalışma koşullarının düzeltilmesi amacıyla uluslararası düzenleme yapma düşüncesini sistemli biçimde ve kararlılıkla dile getiren ilk kişidir.
Örgütlü Hareketler:
Örgütlü hareketlerin ilki 1856'da Uluslararası Yardımseverlik kongresinde çalışma mevzuatındaki farklılıkların uluslararası rekabeti etkileri için yapıldı. Uluslararası sosyal politika düzenlemelerine yönelik toplu bir eylemin başlangıcıdır.
Birinci Enternasyonal
Fransız ve İngiliz işçi hareketi temsilcileri tarafından gerçekleştirilen bir oluşum olan Uluslararası İşçi Derneği tarafından başlatılan toplantılar olan enternasyonal isimli kongrelerin ilki 1864 yılında Londra da yapıldı. Toplantıda daha çok ulusal sosyal politikanın geliştirilmesine değinilmiş ancak çalışmanın özgürleştirilmesi için tüm medeni uluslarla işbirliği gereğinden bahsedilmiştir.
1866 yılında yapılan kongrede ise 8 saatlik işgücünün tüm dünyada işçi sınıfının ortak olması karar alınıyor, uygulanamıyor.
1867 yılında Cenevreli bir üye çalışma süresinde 1 saatlik indirim yapılması için öneri sunuyor ama kabul edilmiyor.
III . Ulusal Parlamentolardaki Girişimler
İsviçre:
İsviçre kantonlardan oluştuğu için bölgeler arasında uygulama farklılıklarından dolayı bölgeler arası rekabet sorunu yaşamış bu nedenle de uluslararası çalışma mevzuatının gelişmesi düşüncesinin öncüsü olmuştur.
1855 yılında gece çalışmayı yasaklayan ve çalışma süresini 13 saatle sınırlandıran Glaris Kantonu, diğer kantonlara önerge sunuyor sonrasında Avrupa ülkelerine önergede bulunuyor.
1877 yılında Federal parlemento Fabrikalarda çalışmaya ilişkin yasa çıkarıyor ve işçi sorunlarının uluslararası anlaşmalarla yapılabileceği söyleniyor.
1881 yılında Federal konsey ilk defa resmi bir girişimde bulunarak Avrupa ülkelerine fabrikalar konusunda uluslararası bir mevzuat oluşturulması amacıyla diplomatik notalar gönderdi. Devletler reddetti.
1889 yılında Federal konsey ikinci girişimde bulunarak, küçüklerin korunması, kadınların çalıştırılmasının sınırlandırılması, hafta tatili, çalışma saati belirlenmesi amacıyla uluslararası görüşmeler yapılması önerisinde bulundu. Uluslararası bir büro kurulmasından bahsedildi.
1890 da yine çalışma hayatını düzenleyen politikalar sunuldu ve Almanya da düzenlenmek üzere Berlin de konferans gerçekleşti.,
Uluslararası Konferanslar
Berlin Kenferansı:
Daha önce İsviçrenin girişimlerine karşı çıkan Bismark, 2. Wilhelm'ın dış politikası gereği ve seçimlerde sosyalistlerin başarısın engellemek amacıyla istemese de 1890 yılında Berlinde işçilerin ihtiyaçlarını karşılayacak uluslararası anlaşma konlarını teknik olarak görüşmek üzere konferans yapılması için, FRANSA, İNGİLTERE, BELÇİKA ya çağrı yaptı.
Uzlaşılan maddeler
1 ) Madenlerde çocukların çalışma yası 14 oldu
2 ) Haftada bir gün sanayi işçilerine tatil verilmesi
3 ) Kadınların madenlerde çalıştırılmaması
4 ) Sağlığa zararlı işlerin yasaklanması
5 ) Genç işçilerin günlük çalışma süresinin 10 saate indirilmesi ve hafta sonu tatili
6 ) Kadın işçilerin günlük çalışma süresinin 11 saate indirilmesi, gece çalıştırılmaması, doğum sonrası izni
İşçilerin Korunması Uluslararası Kongresi
1897 yılında Zürihte sendikaların zorlaması ile kongre düzenlendi. 263 işçi örgütü temsilcisi katıldığı kongrede iş sürelerinin sınırlandırılması, pazar tatili, kadın ve çocukları koruyacak önlemlerin alınması kararlaştırıldı.
1. Çalışma mevzuatı uluslararası kongresi
Dernek kurulması fikirleri ortaya atıldı, üç yıl sonra kongre kurulması karar verildi.
2. Çalışma mevzuatı uluslararası kongresi
1900 yılında Pariste düzenlendi. Siyasetçiler ve bilimadamları katıldığı kongrede iş süresinin sınırlandırılması, gece çalışmanın yasaklanması, işçilerin korunması için uluslararası bir dernek kurulması görüşüldü.
1901 yılında Baselde UÇO çalışmalara başladı.
Aynı yıl İYKUD kuruldu.
Bern Konferansı
1902 yılında İYKUD Köln de yaptığı toplantıda diplomatik bir konferans düzenlemek için komisyon oluşturdu. Gündeminde kibrit üretiminde kullanılan ve zehirli madde içeren beyaz fosfor kullanımının ve kadınların geçe çalışmasının yasaklanması vardı.
Komisyon 1903 Bale de yaptığı toplantıda ulusal raporlara dayanarak bu konuların uluslararası sözleşmelerle düzenlenmesi amacıyla konferans yapılması kararlaştırıldı.
1904 te İsviçre hükümetine başvurarak konferansın resmen toplanmasını istedi. İsviçre federal konseyide aynı yıl Rusya ve osmanlı dışındaki tüm AB ülkelerine başvurdu.
İlk uluslararası sözleşmelerin kabul edilme yöntemi olan ikili görüşme yönteminin ilk aşaması olarak 1905 yılında Teknik Konfrenas Berlinde gerçekleşti. Katılımcı olarak hükümetin yanında işçi ve işveren kesimide vardı. Üçlü temsilin ilk olarak gerçekleşmesidir. Konferansta iki konuya ilişkin sözleşme tasarısı kabul edildi. İkili görüşme yönteminin ikinci aşaması 1906 yılında diplomatik Konferans yine Bern de gerçekleştirildi.
GECE ÇALIŞMASI TÜM KADINLARA YASAK.
BEYAZ FOSFOR İÇEREN KİBRİK YAPIMI YASAK.
30 Ekim 2015 Cuma
Ünlü filozofların sözleri
Düşünmeden konuşmanın cezası sonradan düşünmeye mahkum olmaktır.
GIBBON
Hayatta hiç hata yapmamış birisi zaten hiçbir işe başlamamış demektir.
HENRY FORD
Hayatta hiçbirşeyden korkmayın yalnız;herşeyi anlamaya çalışın. MARİE CURİE
İnsanlar tecrübeleri oranında değil tecrübelerinden aldıkları dersler oranında olgundurlar.
BERNARD SHAW
İnsan aklın snırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye erişemez.
ALBERT EINSTEIN
Olgun insan yapabileceğini söyleyen ve söylediğini yapan insandır.
KONFİÇYUS
Gerçek arkadaş sağlık gibidir.Değeri ancak o yok olunca anlaşılır.
CERVANTES
Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.
KONFİÇYUS
İnsanların yapabileceği en büyük fenalık kendisine olan güvenini kaybetmesidir.
RİCHARD BERNEDİCİ
İnsansal öz, tek tek her bireyin doğasında bulunan bir soyutlama değildir. Gerçekliği içersinde, bu, toplumsal ilişkilerin bütünüdür.
KARL MARX
Aristoteles
Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister, halbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir.
İnsanlar arzularına son olmadığı için, bu arzuları tatmin edecek vasıtalara da son olmamasını isterler.
Arzu öyle bir şeydir ki, hiç doymak bilmez; bir çok insanların hayatı, arzuları doyurma yollarını aramakla geçer.
Cesaret kuvvetle birleşince büsbütün artar.
Umut, uyanık adamın rüyasıdır.
Fazileti olmayan insan, hayvanların en kirlisi, en vahşisi, en muhteris ve en doymak bilmez olanıdır.
Adalet önce devletten gelir.
İyi, basit; kötü ise çok yönlüdür.
Mevkilerini para ile satan kimseler, masraflarını geri almak yoluna düşerler.
Honore de BALZAC
Hayat herkes için acı, çünkü benim boş yere dilediklerime sahip olmuş nice insanlar gördüm, onlar da mes�ut değil.
İnsanın en zor katlandığı duygu acımadır, hele hak edince.
Evlenme dâvaya benzer. Mutlaka memnun olmayan bir taraf vardır.
Yoksulluğun hüküm sürdüğü yerde ne utanma kalır, ne suç, ne namus, ne de ruh.
Güzellik, çoğu zaman kusurları gizleyen bir örtüdür.
Sevmek, bir başkasının hayatını yaşamaktır.
Bir anne yüreği, dibinde daima af bulunan bir uçurumdur.
Beklemesini bilenin her şey ayağına gelir.
Hiç kimse bir alışkanlığa veda etmek cesaretini gösteremez.
Bernard SHAW
Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa, bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.
Yaşlanmadan akıllanmayı çok isterdim.
Yanlışlık fare deliğinden geçer, doğruluk kapılardan sığmaz
Susmanın kudretine inanıyorum. Bu mevzu üzerinde saatlerce konuşabilirim.
Dürüst insan her zaman gerçeği söyler, akıllı insan ise yalnız zamanında.
Bir kelime yeterlidir, gerisi laftır.
Moda kadınlara benzer, onun da havası vardır.
Her şeyi düşünmek, çoğun her şeyi düzene sokmak demektir.
Birçok insanın korkak olmaya cesareti yoktur.
Yazı ile insan daya iyi yalan söyleyebilir.
Zekanın sakıncası, insanı devamlı surette bir şeyler öğrenmeye zorlamasıdır.
Erkeğin de, kadının da terbiyesi birbirleriyle tartıştıkları zaman belli olur.
Aptallar, utanılacak bir şey yaptıkları zaman mazeret diye o işi her zaman yaptıklarını söylerler.
Akıllı adam aklını kullanır, daha akıllı adam başkalarının da akıllarını kullanır.
Ben şaka yaparken gerçekleri söylerim, çünkü gerçekler dünyanın en gülünç şakalarıdır.
Bu dünyada başarıya ulaşan insanlar istedikleri şartları yakalayan insanlardır. Eğer onları bulamazlarsa, kendileri yaparlar.
Parayı kazanmadan harcamaya nasıl hakkımız yoksa, mutluluğu da üretmeden tüketmeye hakkımız yoktur.
Değişmez kural, değişmez kuralın olmayacağıdır.
Çocuklarınıza ders vermek istiyorsanız (bu hiç de gerekli değil) kendinizi örnek gösterin. Ama sizin gibi olmaları için değil, sizin gibi olmamaları için.
Yapabilenler yapar; yapamayanlar yapmayı öğretir.
Benim en iyi dostum terzimdir. Çünkü ne zaman beni görse, derhal o andaki ölçülerimi alır. Oysa bütün öteki tanıdıklarım benim hala eskisi gibi olduğumu düşünürler.
Yalancının cezası; kimsenin kendine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır.
Merhamet sevgiye yakınsa, minnet onun aksine yakındır.
Ahlak duygumuz, ihtiraslarımızı kontrol eder.
Aşk, insana vakar, ağırbaşlılık, hatta güzellik verir.
DOSTOYEVSKİ
Bazı insanlar, ev köpekleri gibi, yamandıkları kapıdan ayrılmazlar.
Çocuk, dünyanın en büyük saadetidir.
Çocukları seven hayatı da sever.
Evlenme, boşanma işi sırf kadınların elinde olsaydı, bir tek nikâh sağlam kalmazdı.
Gözyaşları kurur.
Hayata yeniden başlasaydım , saniyelerin nabzını tutardım.
Hayatımızda en yüce, en güçlü, en faydalı dayanağımız ana baba evinden kalan hatıralarımızdır.
İnsan yaşamayı ve yaşamamayı aynı şey diye kabul ettiği zaman hürriyete kavuşur.
İnsanların bazen neye güldüklerini anlamak güçtür.
İnsanların saadet kadar felakete de ihtiyacı vardır.
İster tatlı, ister acı olsun, hatıra insana ıstırap verir.
Kadını kalkındıran, onu uçurumun dibine kadar yuvarlanmaktan koruyarak hayata yeniden doğmasını sağlayan biricik kuvvet aşktır.
Johann Wolfgang Von GOETHE
Akılsızlar hırsızların en zararlılarıdır: Zamanınızı ve neşenizi çalarlar.
Aşk ve sevinç büyük çabaların kanatlarıdır.
Bir kişinin sözleri önemli değildir; iki yanı da dinlemeli.
Bir şey her şey için, her şey bir şey için vardır.
Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olurlar.
Gönlümüz bize aklımızdan daha yakındır.
Görev, içinde bulunduğumuz zamanın bizden istediği şeydir.
İnsan ancak anladığı şeyi duyar.
İnsan kendini hiçbir yerde, karıncalar gibi kaynaşan kalabalığı yarıp geçtiği zamanki kadar yalnız hissedemez.
İnsan, babasına borçlu olduğu saygıyı, ancak baba olduğu zaman duyar.
İnsanın bir şeyi öğrenebilmesi için her şeyden önce o şeyi sevmesi gerekir.
Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak bir sanattır.
Mükemmel insanların aksayan tarafları daha çok göze batar.
Samimi olmayı vaad edebilirim; tarafsız olmayı asla.
Sevmek, inanmak demektir.
Siz kendinize inanın, başkaları da size inanacaktır.
KONFÜÇYÜS
Vefa ve samimiyet ilk prensipleriniz olmalıdır.
Eğer kusurların varsa, onlardan kurtulmaya çalışmalısın ve bundan korkmamalısın.
Yapılmış şeyler üzerinde konuşmak lüzumsuzdur, geçmiş şeyleri ayıplamak da manasızdır.
Bir insan sabahleyin doğru yolda ise, akşam saatlerinde de öyle kalacak ve bundan pişman olmayacaktır.
Tevazu ile konuşmayan bir kişi, zamanla bununla ilgili bütün kelimeleri de tamamıyla unutabilir.
Kelimelerin kuvvetini bilmeyen insanlarla esaslı bir konuyu konuşmak mümkün değildir.
İhtiyatlı insan nadiren hata işler.
Doğaya göre bütün insanlar birdir, fakat pratikte birbirlerinden dehşetli ayrılık gösterirler.
William SHAKESPEARE
Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir.
Hiçbir miras, doğruluk kadar zengin değildir.
İnsanların yaptıkları fenalıklar arkalarından yaşar, iyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür.
Herkese kulağını, ama çok azına sesini ver.
Ah! Bu kadar okudum, bu kadar öykü ya da destan duydum, aşkın yolu asla düz gitmiyor.
İyimser, yaranın üstünde artık kabuk, kötümser ise kabuğun altında yine yara görür.
Bazı yıkılışlar, daha parlak kalkınışların teşvikcisidir.
Konuşmadan önce düşün, hareket etmeden önce ölç.
Geçmiş bir dost için yakınmak yeni dertler edinmektir.
Cehalet Tanrının laneti olduğuna göre, bilgi göklere uçabileceğimiz kanatlardır.
Nasıl bir at, üzerindeki zengin koşumların farkına varmazsa insan da içinde yaşadığı nimetlerin öyle farkına varmaz.
Bir iftira başka iftiraları doğurur.
Aşk bir deliliktir.
Daha iyi, iyinin düşmanıdır.
Yiğitlik intikam kazanmakta değil, tahammül göstermektedir.
Geçmiş bir felakete üzülmek, bir yenisini davet etmenin en emin yoludur.
Aslında hiç bir şey iyi veya kötü değildir. Her şey bizim onlar hakkında düşündüğümüze bağlıdır.
Leo Nikolaevich TOLSTOY
Af dileyen, kendi kendini itham eder.
Aşk, kızıl gibi geçirilmesi gereken bir hastalıktır.
Bekleyebilen için herşey iyi sonuç verir.
Bir insanı, bulunduğu mevki ile değil, göz koyduğu mevkiyle ölçmelidir.
Güzel olan sevgili değil, sevgili olan güzeldir.
Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.
Hırsları kökünden atmak mümkün değildir. Onları sadece asıl ülkülerine doğru yöneltmeğe çalışmalı.
İnanç, hayatın kuvvetidir.
İnsanlar seni, istedikleri kadar bilsinler, ama kendi kendini aldatabilir misin?
Öyle davran ki, senin iraden kendini bir kanun koyucu gibi hissetsin. Öyle davran ki, bu davranış yanında insanlığı bir araç değil bir amaç olarak göresin. Öyle davran ki, senin iradenin bir kanun gibi genel geçerliliği olsun.
Savaş, mızraklı, trampetli bir bayram değildir. Onun manzarası kandır. Ölümdür.
Tarihin konusu, kavimlerin ve insanların hayatıdır.
Victor HUGO
Öğrendikten, sevdikten sonra daha çok acı çekeceksiniz
Barış, her şeyi hazmeden mutluluktur.
Çalışma uçup gidebilen bir alışkanlıktır; bırakması kolay, yeniden başlaması zor bir alışkanlık.
Ölüm bu; ne hükümdar tanır, ne soytarı; herkesi aynı iştahla yutar.
Hayat, felaket, yalnızlık, yüzüstü bırakılmışlık, yoksulluk kendine göre kahramanları olan savaş alanlarıdır.
Evlatlarını sevmeyen babalar olabilir; ama, torununu çıldırasıya sevmeyen dede olamaz.
Kadınsız bir erkek horozsuz bir tabanca gibidir; erkeği ateşleyen kadındır.
F.M.Arouet VOLTAIRE
Ayrılık, tatmin edilmeyen aşkı arttırır.
Her zaman zevk, zevk olmaktan çıkar. Bir şeye düşkünlük hayvanlarda bile yoktur.
Hiçbir ordu, zamanı gelmiş bir düşünceye karşı duramaz.
İnsan zeka karşısında eğilir ama şefkat karşısında diz çöker.
İnsanoğlu hiç de kötü olarak yaratılmamıştır; ama hastalandığı gibi kötüleşir de.
İyi bir taklit, kusursuz bir yaratıştır.
Kendi nefsine hakim olan, dünyaya hükmedebilir.
Pek az insan başkalarının deneylerinden yararlanmayı bilecek kadar akıllıdır.
Seçilmiş birkaç kitaptan güzel ne olabilir.
Tanrıya ettiğim dua pek kısadır; Tanrım düşmanlarımı gülünç duruma düşür.
Vahşiler hariç, bütün insanlar, kitapların hükmü altındadır.
Vatana sadakatla hizmet edenin atalara ihtiyacı yoktur.
Vatanımız, bütün asil ruhlar için en mukaddes bir yerdir.
Yarabbi ben düşmanlarımı yenmeğe kadirim. Sen beni dostlarımdan koru.
GIBBON
Hayatta hiç hata yapmamış birisi zaten hiçbir işe başlamamış demektir.
HENRY FORD
Hayatta hiçbirşeyden korkmayın yalnız;herşeyi anlamaya çalışın. MARİE CURİE
İnsanlar tecrübeleri oranında değil tecrübelerinden aldıkları dersler oranında olgundurlar.
BERNARD SHAW
İnsan aklın snırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye erişemez.
ALBERT EINSTEIN
Olgun insan yapabileceğini söyleyen ve söylediğini yapan insandır.
KONFİÇYUS
Gerçek arkadaş sağlık gibidir.Değeri ancak o yok olunca anlaşılır.
CERVANTES
Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.
KONFİÇYUS
İnsanların yapabileceği en büyük fenalık kendisine olan güvenini kaybetmesidir.
RİCHARD BERNEDİCİ
İnsansal öz, tek tek her bireyin doğasında bulunan bir soyutlama değildir. Gerçekliği içersinde, bu, toplumsal ilişkilerin bütünüdür.
KARL MARX
Aristoteles
Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister, halbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir.
İnsanlar arzularına son olmadığı için, bu arzuları tatmin edecek vasıtalara da son olmamasını isterler.
Arzu öyle bir şeydir ki, hiç doymak bilmez; bir çok insanların hayatı, arzuları doyurma yollarını aramakla geçer.
Cesaret kuvvetle birleşince büsbütün artar.
Umut, uyanık adamın rüyasıdır.
Fazileti olmayan insan, hayvanların en kirlisi, en vahşisi, en muhteris ve en doymak bilmez olanıdır.
Adalet önce devletten gelir.
İyi, basit; kötü ise çok yönlüdür.
Mevkilerini para ile satan kimseler, masraflarını geri almak yoluna düşerler.
Honore de BALZAC
Hayat herkes için acı, çünkü benim boş yere dilediklerime sahip olmuş nice insanlar gördüm, onlar da mes�ut değil.
İnsanın en zor katlandığı duygu acımadır, hele hak edince.
Evlenme dâvaya benzer. Mutlaka memnun olmayan bir taraf vardır.
Yoksulluğun hüküm sürdüğü yerde ne utanma kalır, ne suç, ne namus, ne de ruh.
Güzellik, çoğu zaman kusurları gizleyen bir örtüdür.
Sevmek, bir başkasının hayatını yaşamaktır.
Bir anne yüreği, dibinde daima af bulunan bir uçurumdur.
Beklemesini bilenin her şey ayağına gelir.
Hiç kimse bir alışkanlığa veda etmek cesaretini gösteremez.
Bernard SHAW
Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa, bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.
Yaşlanmadan akıllanmayı çok isterdim.
Yanlışlık fare deliğinden geçer, doğruluk kapılardan sığmaz
Susmanın kudretine inanıyorum. Bu mevzu üzerinde saatlerce konuşabilirim.
Dürüst insan her zaman gerçeği söyler, akıllı insan ise yalnız zamanında.
Bir kelime yeterlidir, gerisi laftır.
Moda kadınlara benzer, onun da havası vardır.
Her şeyi düşünmek, çoğun her şeyi düzene sokmak demektir.
Birçok insanın korkak olmaya cesareti yoktur.
Yazı ile insan daya iyi yalan söyleyebilir.
Zekanın sakıncası, insanı devamlı surette bir şeyler öğrenmeye zorlamasıdır.
Erkeğin de, kadının da terbiyesi birbirleriyle tartıştıkları zaman belli olur.
Aptallar, utanılacak bir şey yaptıkları zaman mazeret diye o işi her zaman yaptıklarını söylerler.
Akıllı adam aklını kullanır, daha akıllı adam başkalarının da akıllarını kullanır.
Ben şaka yaparken gerçekleri söylerim, çünkü gerçekler dünyanın en gülünç şakalarıdır.
Bu dünyada başarıya ulaşan insanlar istedikleri şartları yakalayan insanlardır. Eğer onları bulamazlarsa, kendileri yaparlar.
Parayı kazanmadan harcamaya nasıl hakkımız yoksa, mutluluğu da üretmeden tüketmeye hakkımız yoktur.
Değişmez kural, değişmez kuralın olmayacağıdır.
Çocuklarınıza ders vermek istiyorsanız (bu hiç de gerekli değil) kendinizi örnek gösterin. Ama sizin gibi olmaları için değil, sizin gibi olmamaları için.
Yapabilenler yapar; yapamayanlar yapmayı öğretir.
Benim en iyi dostum terzimdir. Çünkü ne zaman beni görse, derhal o andaki ölçülerimi alır. Oysa bütün öteki tanıdıklarım benim hala eskisi gibi olduğumu düşünürler.
Yalancının cezası; kimsenin kendine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır.
Merhamet sevgiye yakınsa, minnet onun aksine yakındır.
Ahlak duygumuz, ihtiraslarımızı kontrol eder.
Aşk, insana vakar, ağırbaşlılık, hatta güzellik verir.
DOSTOYEVSKİ
Bazı insanlar, ev köpekleri gibi, yamandıkları kapıdan ayrılmazlar.
Çocuk, dünyanın en büyük saadetidir.
Çocukları seven hayatı da sever.
Evlenme, boşanma işi sırf kadınların elinde olsaydı, bir tek nikâh sağlam kalmazdı.
Gözyaşları kurur.
Hayata yeniden başlasaydım , saniyelerin nabzını tutardım.
Hayatımızda en yüce, en güçlü, en faydalı dayanağımız ana baba evinden kalan hatıralarımızdır.
İnsan yaşamayı ve yaşamamayı aynı şey diye kabul ettiği zaman hürriyete kavuşur.
İnsanların bazen neye güldüklerini anlamak güçtür.
İnsanların saadet kadar felakete de ihtiyacı vardır.
İster tatlı, ister acı olsun, hatıra insana ıstırap verir.
Kadını kalkındıran, onu uçurumun dibine kadar yuvarlanmaktan koruyarak hayata yeniden doğmasını sağlayan biricik kuvvet aşktır.
Johann Wolfgang Von GOETHE
Akılsızlar hırsızların en zararlılarıdır: Zamanınızı ve neşenizi çalarlar.
Aşk ve sevinç büyük çabaların kanatlarıdır.
Bir kişinin sözleri önemli değildir; iki yanı da dinlemeli.
Bir şey her şey için, her şey bir şey için vardır.
Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olurlar.
Gönlümüz bize aklımızdan daha yakındır.
Görev, içinde bulunduğumuz zamanın bizden istediği şeydir.
İnsan ancak anladığı şeyi duyar.
İnsan kendini hiçbir yerde, karıncalar gibi kaynaşan kalabalığı yarıp geçtiği zamanki kadar yalnız hissedemez.
İnsan, babasına borçlu olduğu saygıyı, ancak baba olduğu zaman duyar.
İnsanın bir şeyi öğrenebilmesi için her şeyden önce o şeyi sevmesi gerekir.
Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak bir sanattır.
Mükemmel insanların aksayan tarafları daha çok göze batar.
Samimi olmayı vaad edebilirim; tarafsız olmayı asla.
Sevmek, inanmak demektir.
Siz kendinize inanın, başkaları da size inanacaktır.
KONFÜÇYÜS
Vefa ve samimiyet ilk prensipleriniz olmalıdır.
Eğer kusurların varsa, onlardan kurtulmaya çalışmalısın ve bundan korkmamalısın.
Yapılmış şeyler üzerinde konuşmak lüzumsuzdur, geçmiş şeyleri ayıplamak da manasızdır.
Bir insan sabahleyin doğru yolda ise, akşam saatlerinde de öyle kalacak ve bundan pişman olmayacaktır.
Tevazu ile konuşmayan bir kişi, zamanla bununla ilgili bütün kelimeleri de tamamıyla unutabilir.
Kelimelerin kuvvetini bilmeyen insanlarla esaslı bir konuyu konuşmak mümkün değildir.
İhtiyatlı insan nadiren hata işler.
Doğaya göre bütün insanlar birdir, fakat pratikte birbirlerinden dehşetli ayrılık gösterirler.
William SHAKESPEARE
Aklın bağlamadığı dostluğu, akılsızlık kolayca çözebilir.
Hiçbir miras, doğruluk kadar zengin değildir.
İnsanların yaptıkları fenalıklar arkalarından yaşar, iyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür.
Herkese kulağını, ama çok azına sesini ver.
Ah! Bu kadar okudum, bu kadar öykü ya da destan duydum, aşkın yolu asla düz gitmiyor.
İyimser, yaranın üstünde artık kabuk, kötümser ise kabuğun altında yine yara görür.
Bazı yıkılışlar, daha parlak kalkınışların teşvikcisidir.
Konuşmadan önce düşün, hareket etmeden önce ölç.
Geçmiş bir dost için yakınmak yeni dertler edinmektir.
Cehalet Tanrının laneti olduğuna göre, bilgi göklere uçabileceğimiz kanatlardır.
Nasıl bir at, üzerindeki zengin koşumların farkına varmazsa insan da içinde yaşadığı nimetlerin öyle farkına varmaz.
Bir iftira başka iftiraları doğurur.
Aşk bir deliliktir.
Daha iyi, iyinin düşmanıdır.
Yiğitlik intikam kazanmakta değil, tahammül göstermektedir.
Geçmiş bir felakete üzülmek, bir yenisini davet etmenin en emin yoludur.
Aslında hiç bir şey iyi veya kötü değildir. Her şey bizim onlar hakkında düşündüğümüze bağlıdır.
Leo Nikolaevich TOLSTOY
Af dileyen, kendi kendini itham eder.
Aşk, kızıl gibi geçirilmesi gereken bir hastalıktır.
Bekleyebilen için herşey iyi sonuç verir.
Bir insanı, bulunduğu mevki ile değil, göz koyduğu mevkiyle ölçmelidir.
Güzel olan sevgili değil, sevgili olan güzeldir.
Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.
Hırsları kökünden atmak mümkün değildir. Onları sadece asıl ülkülerine doğru yöneltmeğe çalışmalı.
İnanç, hayatın kuvvetidir.
İnsanlar seni, istedikleri kadar bilsinler, ama kendi kendini aldatabilir misin?
Öyle davran ki, senin iraden kendini bir kanun koyucu gibi hissetsin. Öyle davran ki, bu davranış yanında insanlığı bir araç değil bir amaç olarak göresin. Öyle davran ki, senin iradenin bir kanun gibi genel geçerliliği olsun.
Savaş, mızraklı, trampetli bir bayram değildir. Onun manzarası kandır. Ölümdür.
Tarihin konusu, kavimlerin ve insanların hayatıdır.
Victor HUGO
Öğrendikten, sevdikten sonra daha çok acı çekeceksiniz
Barış, her şeyi hazmeden mutluluktur.
Çalışma uçup gidebilen bir alışkanlıktır; bırakması kolay, yeniden başlaması zor bir alışkanlık.
Ölüm bu; ne hükümdar tanır, ne soytarı; herkesi aynı iştahla yutar.
Hayat, felaket, yalnızlık, yüzüstü bırakılmışlık, yoksulluk kendine göre kahramanları olan savaş alanlarıdır.
Evlatlarını sevmeyen babalar olabilir; ama, torununu çıldırasıya sevmeyen dede olamaz.
Kadınsız bir erkek horozsuz bir tabanca gibidir; erkeği ateşleyen kadındır.
F.M.Arouet VOLTAIRE
Ayrılık, tatmin edilmeyen aşkı arttırır.
Her zaman zevk, zevk olmaktan çıkar. Bir şeye düşkünlük hayvanlarda bile yoktur.
Hiçbir ordu, zamanı gelmiş bir düşünceye karşı duramaz.
İnsan zeka karşısında eğilir ama şefkat karşısında diz çöker.
İnsanoğlu hiç de kötü olarak yaratılmamıştır; ama hastalandığı gibi kötüleşir de.
İyi bir taklit, kusursuz bir yaratıştır.
Kendi nefsine hakim olan, dünyaya hükmedebilir.
Pek az insan başkalarının deneylerinden yararlanmayı bilecek kadar akıllıdır.
Seçilmiş birkaç kitaptan güzel ne olabilir.
Tanrıya ettiğim dua pek kısadır; Tanrım düşmanlarımı gülünç duruma düşür.
Vahşiler hariç, bütün insanlar, kitapların hükmü altındadır.
Vatana sadakatla hizmet edenin atalara ihtiyacı yoktur.
Vatanımız, bütün asil ruhlar için en mukaddes bir yerdir.
Yarabbi ben düşmanlarımı yenmeğe kadirim. Sen beni dostlarımdan koru.
26 Ekim 2015 Pazartesi
Sosyolojinin Kurucu BABAları

Auguste Comte ( 1798 - 1857 )
Sosyolojinin ilk kurucu babasıdır. Aynı zamanda sosyoloji kelimesini ilk kullanan kişidir. Pozitif bilimi (ispatlanabilir bilim, matematik, fizik vs) sosyolojiye uyarlamıştır.Toplumdaki değişimleri açıklamak için 3 Hal yasasını koyuyor.
3 hal yasası :
Teoloji (dinsel)
Metafizik
Pozitivst (doğrudan bilimsel tekniklerle açıklamak)
Toplumdaki herhangi bir olayı bunlara göre açıklayabileceğimizi söylüyor.
Emile Durkheim ( 1858 - 1917 )

İntihar davranışı :
İntihar kişisel bir eylem olduğu için açıklaması da psikolojik nedenlere dayandırılmaktaydı. Durkheim’e göre kişisel eylemlerden biri olan intihar, sosyolojik açıklamadan çok psikolojik bir açıklamaya uygun gibi görünse de aslında sosyolojik bir olgudur. Durkheim, intiharı özellikle toplumsal birlik problemi ile ilişkili bir toplumsal olgu olarak görür. Bu nedenle de onu toplumu bir arada tutan toplumsal bağlar ile ilişkili olarak ele alır. Bu bakımdan Durkheim’in intihar olgusunu ele alışını birey ve toplum arasında uygun denge arayışı ve bu dengeyi bozabilecek tehditlerin belirlenmesi olarak düşünebiliriz.
Başlıca eserleri :
- (Toplumsal İş Bölümü;2006)
- (Sosyolojik Yöntemin Kuralları; 1985)
- (İntihar; 1987)
- (Din Hayatının İlkel Biçimleri; 2005)
Karl Marx ( 1818 - 1883 )

Max Weber ( 1864 - 1920 )

Ussalaşma ( rasyonalizasyon)
Toplumdaki değişim bilim ve teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkar diyor. ( teknoloji vs geliştikçe gelenek ve göreneklere olan bağlılığın azalacağını söylüyor.)
Demokrasinin bu kötüye gidişatı durduracağını söylüyor.
Sosyolojinin tanımı, Sosyoloji nedir ? Amaçları Nelerdir ?
Sosyolojinin tanımı :
Sosyoloji toplum ilişkilerini düzenleyen. Devlet, eğitim, ekonomi, din, aile, gibi kurumların yapılarında ve görevlerinde meydana gelen değişmeleri somut koşullar içinde inceleyen bilim dalıdır.
Amaçları :
- Toplumların içinde bulundukları yere ve zamana göre nesnel ve somut koşullarıyla anlamak. (toplumu anlamak)
- Toplumların tarihsel gelişim sürecinde geçirdikleri değişimin etkilerini ve yönünü açıklamak.
- Farklı toplumlar arasındaki benzerlikleri saptayıp genellemelere ulaşmak.
- Toplumsal verilere dayanarak ileride ortaya çıkacak olaylarla ilgili öngörüde bulunmak.
Sosyoloji toplum ilişkilerini düzenleyen. Devlet, eğitim, ekonomi, din, aile, gibi kurumların yapılarında ve görevlerinde meydana gelen değişmeleri somut koşullar içinde inceleyen bilim dalıdır.
Amaçları :
- Toplumların içinde bulundukları yere ve zamana göre nesnel ve somut koşullarıyla anlamak. (toplumu anlamak)
- Toplumların tarihsel gelişim sürecinde geçirdikleri değişimin etkilerini ve yönünü açıklamak.
- Farklı toplumlar arasındaki benzerlikleri saptayıp genellemelere ulaşmak.
- Toplumsal verilere dayanarak ileride ortaya çıkacak olaylarla ilgili öngörüde bulunmak.
Karl Marx ve Ekonomi

+ Toplumdaki değişmelerin kapitalist sisteme ve sınıf çatışmalarına dayatıyor.
+ Kapitalist sistemlerdeki sermaye ve emek tanımlarını inceliyor.
+ Karl marx Kapitalizmin ortaya çıkaran batı toplumlarındaki sermaye ve emek kesiminin ortaya çıkardığını söylüyor.
+ Kapitalist sistem tükettikçe var olan bir sistemdir.
+ Kapitalist sistemlerde hep daha fazlasını istemek, tüketmek, ihtiyaçtan daha fazlasını satın almak gerektir ki kapitalist sistem var olsun.
+ Kapitalist sistem yalnı
zca ekonomiyi değil dünya üzerindeki bir çok sistemi etkiler, mesela ekolojiyide etkiler. ( Hayvanların yaşayacak alanların yerine gökdelenler vs dikilmesi, yaşam alanlarının kısıtlanması)
+ Kapitalizmin fıtratında çatışmanın olduğunu söylüyor. Bu çatışmanın da Üst zümre ve işçi kesimi arasında olduğunu söylüyor.
+ Tüm bu kapitalizmin getirdiği olumsuzlukları karl marx komünizm geldiğinde son bulacağını söylüyor.
+ Karl marx aynı zamanda işçi devrimiyle kapitalizmin çökeceğini söylüyor.
İşçi devriminin gerçekleşmesi : Kapitalizm güçlendikçe ve ilerledikçe rekabet piyasası büyüyecektir. Büyüyen bu piyasada küçüklü büyüklü firmalar oluşacaktır. Rekabet piyasasında serbest piyasa koşulları olmayacağından küçük işletmeler rekabet edemeyip kapanacak ve bu küçük işletme sahipleri sermayedarların hizmetlerinde çalışacaktır. Sermaye birikimi hızlanırken işçi sınıfında artış ve sermayedar kesiminde azalma olacaktır. Karl marx da burada sermayedar kesiminin daha fazla zenginleşip, işçi kesimininde daha fazla fakirleştiğini varsayarak. Arz ve talep kanunlarından işçi kesimi çoğaldıkça ücret azalacaktır. Nihayetinde devamlı fakirleşen işçiler devrim gerçekleştirip bu sisteme son verecektir.
25 Ekim 2015 Pazar
Karl Marx ve Max Weber Karşılaştırma

Max Weber : Toplumdaki bu değişme ve sorunları sadece ekonomik nedenlere bağlanmasını reddeder ve bunun yanında dini düşüncelerin gelenek ve göreneklerin , düşüncelerinde olduğunu söyler.
Karl Marx : Komünizmin kapitalist sistemin kötüye gidişatını ortadan kalkacağını savunur.
Max Weber : Weber ise demokrasinin kötüye gidişi durduracağını savunur.
Karl Marx : Kapitalizmin ortaya çıkışını batı toplumlarındaki sermaye ve emek kesiminin ortaya çıkardığını söyler.
Max Weber : Weber ise kapitalizmi ortaya çıkaranın batı toplumlarındaki hıristiyanlığın protestan mezhebi olduğunu söyler.
Karl Marx : İşçi devriminin kapitalizmi çökerteceğini söyler.
Max Weber : Weber ise kapitalizmin ortadan kaldırılamayacağını, değişeceğini ama yok olmayacağını söyler.
Karl Marx : Ekonomiyi ön plana çıkarıyor.
Max Weber : Dini ön plana çıkarıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)