Auguste Comte ( 1798 - 1857 )
Sosyolojinin ilk kurucu babasıdır. Aynı zamanda sosyoloji kelimesini ilk kullanan kişidir. Pozitif bilimi (ispatlanabilir bilim, matematik, fizik vs) sosyolojiye uyarlamıştır.Toplumdaki değişimleri açıklamak için 3 Hal yasasını koyuyor.
3 hal yasası :
Teoloji (dinsel)
Metafizik
Pozitivst (doğrudan bilimsel tekniklerle açıklamak)
Toplumdaki herhangi bir olayı bunlara göre açıklayabileceğimizi söylüyor.
Emile Durkheim ( 1858 - 1917 )

Pozitivisttir. Auguste comte ilk sosyoloji kelimesini kullanan kişi olmasına rağmen sosyoloji alanında yapılan ilk çalışmalar emile durkheime aittir. Sosyolojinin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Toplumu inceleyebilmek için
toplumsal olguyu inceler. Sosyolojide incelenmesi gereken
toplumsal olguların olduğunu savunur. Toplumsal olguların davranışımızı belirleyen olgular olduğunu söyler.
İntihar davranışının bir toplumsal olgu olduğunu söyler.
İntihar davranışı :
İntihar kişisel bir eylem olduğu için açıklaması da
psikolojik nedenlere dayandırılmaktaydı. Durkheim’e göre kişisel eylemlerden biri olan intihar, sosyolojik açıklamadan çok psikolojik bir açıklamaya uygun gibi görünse de
aslında sosyolojik bir olgudur. Durkheim, intiharı özellikle toplumsal birlik problemi ile ilişkili bir toplumsal olgu olarak görür. Bu nedenle de onu toplumu bir arada tutan toplumsal bağlar ile ilişkili olarak ele alır. Bu bakımdan Durkheim’in intihar olgusunu ele alışını birey ve toplum arasında uygun denge arayışı ve bu dengeyi bozabilecek tehditlerin belirlenmesi olarak düşünebiliriz.
Başlıca eserleri :
- (Toplumsal İş Bölümü;2006)
- (Sosyolojik Yöntemin Kuralları; 1985)
- (İntihar; 1987)
- (Din Hayatının İlkel Biçimleri; 2005)
Karl Marx ( 1818 - 1883 )

Karl Marx ekonomi disiplini açısından önemli çalışmalar yaptı.
Sermaye ve
emek ilişkisi kavramlarını inceler.
sınıf mücadelerini ele aldı üretimi kontrol eden
yönetici sınıf ile üretim için gereken emeği sağlayan mülksüz
emekçi sınıfı arasındaki çatışmayı anlatır. Marx devletlerin yönetici sınıf tarafından idare edildiğini varsayar ve devletin kamu çıkarları adına hareket eder gibi gösterilip aslında yönetici sınıfının çıkarlarını doğrultusunda olduklarını söyler. Kapitalizmin içinde
işveren ve
işçi arasındaki
sınıf çelişkilerinin işçi sınıfın siyasi zaferi ve bunun sonucu kurulacak sınıfsız bir toplum (
işçi devrimi kavramı) olacağını söyledi . Emekçi sınıfın kapitalizmin yıkılması ve sosyo ekonomik bir değişimin geçirilmesi için düzenli bir devrim hareketini yürütmek zorunda olduğunu savundu.
Komünizm geldiğinde sınıf çatışmalarının ve kapitalizmin
ortadan kalkacağını söyler.
Max Weber ( 1864 - 1920 )
Toplumdaki değişmeleri Karl Marx da olduğu gibi sadece ekonomik nedenlere bağlamaz. Max Weber için din, gelenek ve görenekler, inançlar, düşünceler, fikirlerinde olduğunu savunur. Dünyadaki her şeyin maddi unsurlarla açıklanmayacağını söyler. Kapitalizm deki bu kötüye gidişin demokrasiyle durdurulabileceğini söyler. Kapitalizmi ortaya çıkışını batı toplumlarındaki hıristiyanlığın protestan mezhebi olduğunu söyler. ( Protestanlık ve Kapitalizmin Ruhu ) eseri vardır bu konu hakkında.
Ussalaşma ( rasyonalizasyon)
Toplumdaki değişim bilim ve teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkar diyor. ( teknoloji vs geliştikçe gelenek ve göreneklere olan bağlılığın azalacağını söylüyor.)
Demokrasinin bu kötüye gidişatı durduracağını söylüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder